Blog

01.01.2019 25  Ana İlk Orta Lise

Çocuklarda Kitap Okuma Alışkanlığına Genel Bakış

Çağdaş insan, kendi kanatları ile uçmayı sağlayacak nesnel, özgür ve eleştirel bir düşünce tarzına sahip olmalıdır. Bunun yolu da kitap okumaktan geçer. Okuma alışkanlığı, kişilerin okumayı öğrendikten sonra bu eylemi zevkle yapmalarını sağlamak için kazanmaları gereken önemli bir beceridir. Erken dönemde okuma alışkanlığı kazanan çocukların kelime hazinesi ve düşünme yeteneği artmakta buna bağlı olarak yaratıcı zekâ, dinleme ve konuşma yeteneği gelişmektedir. Çocukluğun ilk yıllarında kitapla tanışma, onun gelecekteki tüm yıllarını etkilemektedir. Ebeveynler ve öğretmenler, çocuğun okuma alışkanlığını kazanmasında öncü ve rehber olmalıdırlar. Ebeveynler çocuklara okuma alışkanlığını kazandırmada model olmalı, okuma zamanları yaratılmalı, kitaplar ve yazarları hakkında konuşulmalı, kitap seçiminde yönlendirme yapmalıdırlar.

*Kitap, çocukların bilişsel, duygusal, psiko-motor gelişimlerini destekleyen, dil, sosyal ve ahlaki gelişimlerine de doğrudan etki eden önemli bir araçtır. Çocuklar kitap sayesinde düşünme, problem çözme, yaratıcılıklarını ve yeteneklerini geliştirme fırsatlarına sahip olurken, doğaya, insanlara, doğada gördüğü diğer canlılara ve olaylara karşı da hassasiyet geliştirmektedirler. Bunun yanı sıra kitap, çocukların kişilik gelişimine katkı sağlamakta, duygusal ve ruhsal ihtiyaçlarının karşılanmasında da önemli ölçüde etki etmektedir. Çocuklarda kitap okumak için herhangi bir yaş veya belirli bir zaman dilimi bulunmamaktadır. Kitap okuma eylemi, her yaşta, her zaman, her yerde yapılabilen en kolay ve en eğlenceli aktivitedir. Bebekler bile kendilerine gösterilen kitaptaki resimlere bakabilir, okunan kelimelerin ritmini ve kafiyesini duyabilir ve hoşuna giden sesleri taklit edebilirler. Teknoloji ile erken yaşta tanışan, çok fazla uyarıcı ile karşılaşan çocukları, kitapların renkli dünyalarıyla tanıştırmak kolay olmasa da düşünen, fikir üreten, düşündüğünü ifade edebilen ve yanlış bilgi ile doğru bilgiyi ayırt edebilen bireylerin sayısının artması için, çocukluk çağında kitap okuma alışkanlığının kazandırılması adına çaba sarf etmek gerekmektedir. Kitap okumayan nesillerin giderek düşünme fonksiyonu körelmekte, fikir üretme yetenekleri gerilemekte, yetersiz olan kelime hazinesi ile başarılı iletişim kurma özelliği kazanılamamaktadır. Her şeyin anlatılma olanağı olmayan eğitim sürecinde, çocukların kendilerini okuyarak yetiştirmeleri de gerekmektedir. Ancak televizyon seyrederek, bilgisayar oynayarak büyüyen çocuklar, giderek okuma yeteneklerini kaybetmekte ve okumanın sağladığı olanaklardan mahrum kalmaktadırlar. Okuma becerisi çocuğun başta bilişsel ve sözel gelişim olmak üzere tüm gelişim alanlarında ilerlemesini sağlayan önemli bir beceridir. 

Kitap Okuma Alışkanlığının Çocuklara Sağladığı Yararlar

Okuyan Ebeveyn İle Okuyan Çocuk İlişkisinde:

Çocuklarımız ile sağlıklı ve güçlü bir bağ kurmak isteriz. İşte kitap, çocuğumuzla kurmaya çalıştığımız bu bağın, en sağlıklı destekçilerindendir. Kitap okumak düşünce ve hayali uyarır. Bir süre sonra farkında bile olmadan kendimizi hikayedeki karakterlerin yerine koymaya başlarız. Bu da empati yeteneğimizi geliştirir. Böylece çocuğumuzla kurduğumuz diyalogları empati ile gerçekleştiririz. Empati kurabilmemiz ise, çocuğumuzla kuracağımız bağın sağlıklı ve güçlü olmasına zemin hazırlar.

Terapi Vakti (Sakin Zaman):
Çocuklar için hayatı yavaşlatmak bir hayli zor. Okul, dersler, oyun zamanları, okul dışı etkinlikler derken bir hayli tempolu oldukları bir gerçek. Haliyle bu temponun arasında kitap okumaya ayıracakları saatler, sakin zaman geçirerek ruhlarını ve zihinlerini dinlendirebilmeleri açısından oldukça önemlidir. Bir nevi terapi etkisi sağlar. Aynı durum kesinlikle biz yetişkinler için de geçerlidir.

Hayal Gücü Gelişimine Katkısı:
Çocukların zihinleri yetişkinlere göre öğrenip gelişmeye çok daha müsaittir. Kitap okumak zihin gelişimlerine çok büyük katkı sağlamaktadır. Kitapta yaşananları zihinlerinde canlandırdıklarından, hayal etme yetenekleri gelişmiş olur. Bu da doğrudan doğruya hayal gücü gelişimine etki eder.

Merak Duygusu Gelişimine Katkısı:
Merak duygusu, bir çocuğun zihinsel gelişiminde çok önemli bir faktördür. Çocuk zihni merakla, sorgulamayla gelişir. Kitap okumak bu noktada çocuklarda merak uyandırarak, sorgulama isteklerini pekiştirmede önemli rol oynamaktadır.

Öğrenmeyi Kolaylaştırması:
Kitap okuma saatlerinde çocuk beynini düşünsel olarak aktif şekilde kullanır. Kitaplardaki olay örgüsü ve bilgiler sayesinde bilgiyi alma ve kategorize etme becerisi gelişir. Bu da beynini her durumda daha kolay aktive etmesini sağlayarak öğrenmesini kolaylaştırır.

Bilgi Vermesi:
Kitaplar çocuklar için aynı zamanda mükemmel birer bilgi hazinesidir. Okuyan çocuğun genel kültür bilgi birikimi açık ara farkla daha fazla olacaktır. Bu sebeple çocuğumuza yaşına uygun eğitici ve keyif verici kitaplar seçmekte yarar vardır. Bu sayede hem keyifli zaman geçirir, hem de faydalı bilgiler edinebilirler.

Problem Çözme Yeteneğini Geliştirmesi:
Belirttiğimiz gibi kitaplar çocuklar için zihni geliştiren, pratik kazandıran önemli kaynaklardır. Kitap okuyan çocuklar sorunlar karşısında daha kapsamlı düşünerek, çözüme daha kolay ulaşırlar.

Yaratıcı Düşünmeye Katkısı:
Kitaplar çocuğa kurgulama becerisi kazandırır. Çocuk kurgulama yeteneği ile bilgileri geliştirebilir ve daha üstün bir bilgi haline getirebilir. Ve zamanla yeni bilgiler üretebilir hale gelir.

İfade Yeteneğini Geliştirmesi:
Okumanın yetişkinler üzerinde bile en büyük etkilerinden biri ifade yeteneğini geliştirmesidir. Haliyle çocuklar üzerinde çok daha etkilidir. Okuyan çocuk düşünür, düşüncelerini kategorize eder, kurgusal bir şema oluşturur ve düşüncelerini sistemli bir bilgi haline getirerek sunma becerisi kazanır. Düşüncelerini tasarlayarak sunduğu için ifade yeteneği daha başarılı olur.

ÇOCUKLARI KİTAP OKUMAYA TEŞVİK ETMENİN TAKTİKLERİ 

İlkokul çağında çocuğunuz varsa çoğunuzun bu konuda zorlandığını biliyorum. ***Bunun için yapılabilecek en güzel şey ‘dolaylı empoze’ olacaktır. Dolaylı empozede zorlama yok, teşvik ve umut etmek var. İstediğimiz sonuçları almak her zaman mümkün değil ama denemeye değer. Bu süreçte çok faydası olduğunu düşündüğüm taktikleri  paylaşmak istiyorum.

Çocuğa model olmak
Beraber okumak
Teknolojinin kitabın yerini almasına müsade etmemek
Beraber kitapçılara gitmek ve kitaplarını kendi seçmesi
Sesli kitaplar dinlemek
Çocukların yaşına göre onlara ait kütüphane oluştumak
Çocukların yaşına uygun olan bir dergiye abone olmak
Çocuklara okuma ile ilgili materyaller almak
e-kitap okuyucularını kullanmalarına izin vermek
Yaşlarına uygun kitapları seçmelerine yardımcı olmak
Bilim kitaplarına yer vermek
Kitap kapak tasarımı yaptırmak
Çocuk ile birlikte program oluşturmak ve okunmuş olan tüm kitaplar için ödül teklif etmek
Kitapları canlandırmak
Kelimeler hakkında heyecan yaratmak

Kitap okumak çocuk zihninin her noktasına etki ederek, gelişmesine katkı sağlar. Ruhsal olarak daha sakin ve dingin yapıda bireyler yetişmesini sağlar. Bedensel olarak insanı dinlendirici etkiye sahiptir. Görüldüğü üzere zihnen, ruhen ve bedenen kitap bir vitamin niteliğindedir. Sağlıklı nesiller için çocuklarımızı bu vitaminden bolca faydalanmaya teşvik edelim.

 

01.01.2019 24  İlk

Merak Ediyorum O Halde Varım!

Merakınızın peşinden gidin: “Benim özel bir yeteneğim yok. Yalnızca tutkulu bir meraklıyım.” demiş Albert Einstein.

Merak duygusu sadece eğitim-öğretim sürecinde değil; hayatın her alanında olması gereken insanı güdüleyen ve farklı dünyalara kapı aralayan bir duygudur.  Bu duygu aslında doğumla birlikte başlar. Dünyaya gözlerini yeni açan bebek etrafında olup biteni meraklı gözlerle izlerken bu duygu belirli bir yaşa kadar çoğalarak devam eder ta ki çocuk etrafında bu duyguya ket vuran olaylar ve durumlarla karşılaşana dek.

Merak duygusu öğrenmenin ve beynin anahtarı konumundadır. İnsanlara bir şey öğretmek istiyorsak onu sıradanlaştırmaktan çıkarıp, sıra dışı hale getirmeliyiz. Ne kadar merak o kadar öğrenmedir.

Merak bizi harekete geçirme özelliğine sahiptir. Aslına bakılırsa merak duygusu bir noktada hayret etme ve hayran olmaktır. Bu nedenledir ki içimizdeki merak fabrikasını hep işler durumda tutmak ve bu fabrikanın makinelerinin paslanmadan yoluna devam etmesini sağlamak için özellikle çocuklarımız adına yapmamız gerek basit ama önemli adımlar bulunmaktadır. 

Öncelikle unutmamalıyız ki, çocuklar küçük yaşlardan itibaren merak denizinde yüzmeye hazırlar ve bunun için can atıyorlar. Her gördüklerini ellemeye çalışmaları, ağızlarına almaları, konuşmaya başladıktan sonra sonu gelmeyen sorular sormaları hep bundan. Madem onlar bu denizi seviyorlar o zaman bizlere düşen de bu denizin hacmini genişletebildiğimiz kadar genişleterek çocukların merak denizini bir okyanusa çevirmektir. Peki bunu nasıl yapacağız? 

Öncelikle ilk yapmamız gereken: sordukları sorulara düzgün cevaplar vermektir. Özellikle 3-6 yaş aralığında sürekli soru soran çocuklar eğer sorularına geçiştirilerek ya da önemsenmeyerek verilen cevaplarla sürekli karşılaşırlarsa hatta sordukları sorulara hiç cevap almayıp bir de neden bu kadar soru sordukları sorgulanırsa, yaptığının doğru olmadığını düşünerek pes edebilir. İlerleyen zamanlarda da nasılsa alacağı cevabı tahmin eden çocuk soru sormaya gerek duymayan bir hal alır. Halbuki merakın ilk adımlarıdır sorular. Çocuklara cevap verirken onları yaşlarına uygun şekilde ikna etmeli ve cevaplarımızın akıllarına yatmasını sağlamalıyız. Eğer cevabını gerçekten bilmediğimiz bir soru ile karşılaşırsak dürüstçe bunun cevabını şimdilik bilmediğimizi ama öğrenir öğrenmez ona anlatacağınızı söylemeliyiz. Sorulara cevap verirken basit ve anlaşılır bir dil kullanmalıyız bazen ise her soruya hemen cevap vermeyerek “Bunu birlikte araştıralım.” deyip araştırma ve öğrenme sürecine çocuğu da dahil etmeliyiz.

Merak duygusunu harekete geçirmek için sadece çocukların bizlere soru sormalarını beklememeliyiz. Bizler de onlara sorular sorarak bu duyguyu şahlandırabiliriz. Fakat sorduğumuz soruların daha çok açık uçlu olmasına ve hayal dünyalarını işin içine katarak yorum yapmalarını sağlayacak nitelikte sorular olmasına dikkat etmeliyiz. Bu noktada özellikle onlara kitap okurken bunu yaparsak daha faydalı olacaktır. Bu sayede bizler soru sordukça onları da soru sorma konusunda teşvik etmiş oluruz. 

Mutfakta çocukların bize yardımcı olmalarını sağlayarak, yemek ve pasta yapılırken malzemelerin karışmasıyla nasıl bir sonuç elde edileceğini düşünmelerini ve sonucu görmek için merakla beklemelerini sağlayabiliriz.  

Evde deney zamanları organize ederek kendi küçük laboratuvarımızı kurabiliriz. Deney yapmak, incelemek, malzemeleri karıştırarak sonucu gözlemlemek çocukların en sevdiği şeylerden biri. Bu aynı zamanda onların merak duygularını en çok harekete geçiren aktivitelerden de biri. Kendilerini küçük bir bilim insanı gibi hissetmeleri için onlara fırsat oluşturmalı ve kendi laboratuvarlarının seyircileri olarak yaptıklarını izlemeli ve onlara eşlik etmeliyiz. 

Bazen rutin dışına çıkarak çocuklar için gizemli haritalar hazırlayıp evin içinde, odasında ya da bahçenizde haritayı takip ederek hazineyi bulmalarını sağlayabiliriz. Ne bulacağını ve ne kadar sürede bulacağını merak eden çocuk hem süreç içinde bu heyecan ve merakı yaşayacaktır hem de eğlence dolu dakikalar geçirecektir.

Çocuklarla tahmin oyunları oynayabiliriz. Tahmin etmek beynin aktif bir şekilde çalışmasını sağlar ve çocukların bir kovadaki nesneyi tahmin etmesi ya da bir kavanozdan çektiğiniz, tarif ettiğiniz masal kahramanını tahmin etmeye çalışması ondaki merak duygusunu geliştirecektir. Tahmin oyununun sınırını kendi hayal dünyanıza göre belirleyebilirsiniz. Hangi tür nesneleri ya da kelimeleri tahmin etmelerini istiyorsak oyunumuzu ona göre tasarlayabiliriz.

Çocukları doğayla bir araya getirmek en güzel keşfetme yöntemlerinden biridir. Doğadaki bitkileri, hayvanları gözlemlemek; ellerine aldıkları büyüteç ve sırtlarındaki heybeleriyle çıktıkları doğa yolculuğunda toplayacakları ağaç ve bitki parçaları ile inceleyecekleri böcekler, kuşlar vb onların yeni alemlere açılan pencereleri için müthiş duygular hissetmelerini sağlayacaktır. Bu yöntem bilime bakış açılarını da geliştirecektir.

Çocuğunuzun hobilerinin olmasına imkan yaratın fakat bu hobiler kendiliğinden olmayacağından, onların erişebilecekleri yerlere dikkat çekici ve  içinde farklı sanatsal materyallerin olduğu kutular hazırlayabilir, kendilerinin kutuları bulmasını ve incelemesini sağlayabilirsiniz. 

Merakın gelişmesi ve canlı kalması için en önemli adımlardan biri de çocuklara serbest oyun zamanları bırakmaktır. Çocuklarımızın her anını saniye saniye bizler planlayamayız ve planlamamalıyız da. Onlara kendilerini birey olarak hissedecekleri ve kendilerini her anlamda geliştirecekleri oyun zamanlarının olmasını sağlamalı ve serbestçe oyun oynamalarına imkan vermeliyiz. 

Unutmayalım ki merak da hayal gibi sınırsızdır. Ne kadar beslersek o kadar büyür ve gelişir.  

01.01.2019 23  Ana İlk Orta Lise

Seviye Seviye Kodlama Eğitimi

Seviye Seviye Kodlama-Anaokulu

Anaokulundan itibaren öğrencilerimizle başladığımız kodlama eğitimi ile öğrencilere problem çözme, algoritmik düşünme, analitik ve komputasyonel düşünme becerileri kazandırmayı hedefliyoruz. Bu kazanımları online uygulamalar, robotik kitler, unplugged etkinlikleri ve elektronik devre mantığı sunan araçlar ile destekliyoruz. 

Anaokulu kodlama eğitiminde Scratch JR, Code.org Kurs 1’i, öğrenci eğer okuma yazma biliyorsa Kurs 2’yi kullanabiliyorsunuz.  Scratch JR şu an için yalnızca iPad’de çalışıyor bunun yanı sıra Code.ORG bir internet sitesi olduğu için tüm platformlarda kullanılmaktadır. 

Kodable ‘ın ilk iki periyodunu anaokulu öğrencileri kullanabilir fakat sonraki seviyeler onlar için zor olacaktır.

Seviye Seviye Kodlama- İlkokul

Ülkemizde kodlama eğitimi ve etkinlikleri okullar tarafından  yavaş yavaş olsa da uygulanmaya başlandı. Kodlama dersinin amacı tüm öğrenciler için aynı olsa da, özelliklerinin farklı olması nedeniyle her çocukta farklı öğrenme seviyesi gözlemlenmektedir.

Bu farklılıklar dikkate alındığında bir çok platform ortaya çıkmıştır.

Bazılarına göz atalım;

Code Org:

Çocuklarımıza kodlamayı keyifli bir şekilde öğretmek amacı ile hazırlanmış bir portaldır. www.code.org portalının destekçisi Microsoft, Google gibi pek çok büyük firmayla birlikte bu konuda söz  sahibi şirketler bulunmaktadır. 

Code.org öğretici ve harika tasarlanmış onlarca uygulama, video ve dersten oluşmakta olup, Türkçe dil desteği sağlamaktadır. Siteye üye olduktan sonra, programlamaya hemen başlayabilirsiniz.

Seviye Seviye Kodlama - Ortaokul

Çocukların teknolojiyi kullanmalarının yanı sıra teknolojiyi anlayabilmeleri, bir fikre sahip olabilmeleri günümüz bilgi çağında daha fazla önem kazanmaktadır. 

Geleceğimizin teminatı bugünün çocukları olduğuna göre, çocukların teknolojik kazanımlar elde edebilmelerin de ailelerin ve eğitimcilerin etkili ve planlı rehberlik çalışmaları yapması ve çocuklara bu yönde farkındalık oluşturması büyük rol oynamaktadır.

Yazımızda, çocukların kodlama & programlama dilini öğrenerek bilişim ve teknoloji ekosistemine dahil olabilmesine, somut bir çalışma üretebilmesi ve yepyeni girişimlere imza atabilmesine yönelik yöntemler üzerinde duracağız.

Öğrencilere, kodlamaya 360 derece bakış ve kodlamanın temelleri öğretilerek, kod geliştirmeleri sağlanmaktadır.

Kodlama temellerinde, algoritmalar, akış çizelgeleri, değişkenler,  diziler, döngüler gibi konular anlatılmaktadır.. Öğrencilere güncel yaşamda yapılan bazı işlerin; iş akışı, algoritması ve kodlamasının örnekleri öğretilmektedir.

Ortaokul kodlama eğitiminde vitesi arttırmamız gerekli olduğundan dikkat edeceğimiz ilk husus öğrencinin ilkokulda kodlama eğitimi alıp almadığı olacaktır.

İlk model olarak Scratch JR ile konuya devam edip öğrencilere basit oyunlar ve Arduinoda akıllı ve yapay zekalı projeler yaptırılacaktır. 

İşi biraz daha ileriye taşımak istersek AppInvertor ile mobil programlama yapmalarına olanak sağlıyabiliriz. AppInvertor tüm platformlarda sorunsuz çalışan bir uygulamadır.

01.01.2019 22  Ana İlk Orta

Nedir Bu Bilgisayarsız KODLAMA?

Unplugged (Bilgisayarsız) Kodlama Etkinlikleri, çeşitli kartlar hazırlanarak çocuklara kodlama ve algoritma becerileri kazandırılmak adına geliştirilmiş kodlama etkinliklerinin tamamıdır. Bilgisayarsız kodlama etkinlikleriyle kodlama ve algoritma becerilerinin okul öncesinde, ilköğretim ve ortaöğretim kademelerinde geliştirilmesi için birçok etkinlik kullanılabilir. Teknoloji Fen Okulları olarak  okulumuzda kullandığımız etkinliklerden bahsedecek olursak;

*Tavşan-Havuç Unplugged Uygulaması

Kağıda karelerden oluşan, 4×4 boyutlarında şekil çizin.

Oyun en az 3 kişiyle oynanıyor. Birinci kişiye tavşan ikinci kişiye havuç üçüncü kişiye kuyu rolünü verin.

Çizdiğiniz kağıda tavşan ve havuç rolleri birbirinden uzak olacak şekilde yerleştirin, kuyu rolünde olan kişiye ise şekil üzerinde istediği bir kareye geçmesini söyleyin. 

Daha sonra oyunun nasıl oynandığını ve kurallarını paylaşın.

Aynı görsel üzerinde birden fazla ve doğru akış şemaları oluşturmalarını sağlayın.

Kişilerin akış şemalarını test ederek varsa, hataları ayıklamalarını ve doğru akış şemalarını oluşturarak tekrar test etmelerini sağlayın.

Oyunun Kuralları

Evet arkadaşlar şimdi sizlerle hedefe ulaşmak için farklı akış şemaları oluşturabileceğimiz bir oyun oynayacağız.

Bu oyunda gönüllü olarak bir arkadaşımız havuç, bir arkadaşımız tavşan, 2 veya 3 arkadaşımız da kuyu rolünde olacak. Bu arkadaşlarımızı zemin üzerinde farklı noktalara yerleştireceğim. Sınıfın geri kalanı 3 gruba ayrılacak.

Oyunun kuralları şu şekilde;

Gruplar, kurallara ve şablona uygun olarak 1 dk içerisinde bir akış şeması oluşturacak ve her gruptan bir kişi sürenin sonunda tahtaya gelerek akış şemasını tahtaya yazacak. 

Tavşan da bu akış şemasına göre hareket edip havuca ulaşmaya çalışacak.

Oluşturduğum bir şablon için, her grup bir akış şeması oluşturacak. Ancak bu akış şemaları özgün olmak zorunda. 

Oluşturduğunuz akış şemalarının en az bir adımı diğer grupların akış şemalarından farklı olmalı. Eğer grubunuzun akış şeması sizden önceki grupların akış şemaları ile aynı ise size 30 saniye ek süre verilerek akış şemanızı yeniden düzenlemeniz istenecek.

Yere çizmiş olduğum karelerden bazılarının üzerinde, kuyu rolündeki arkadaşlarımız olacak. Akış şemalarını oluştururken tavşanın kuyuya düşmemesine dikkat edin.

Akış şemalarını oluştururken “Başla” ve “Bitir” komutlarını mutlaka kullanmalısınız. Aksi takdirde cevabınız geçersiz sayılacaktır.

01.01.2019 21  Ana İlk Orta

TOSPAA Bilgisayarsız Kodlama Etkinliği

Tospaa bilgisayarın bulunmadığı ortamlarda kodlama dersi için üretilmiş bir masaüstü kart oyunudur. Oyunu oynamak için gerekli dosyaları renkli yazıcıdan çıktı almak yeterlidir. Oyunu çıktı alarak rahatça oynayabilirsiniz. Oyunun amacı tospaayı engellere takılmadan hedef(lere) ulaştırmaktır. Tospaa oyununu oynatan kişi amacına uygun istediği senaryoyu seçmekte serbesttir.


Nasıl Oynanır?

İlk olarak oynatan kişi hedefleri ve engelleri yerleştirir. Oyuncular hareket kartlarını kullanarak kendi tospaalarını hedefe ulaştırmaya çalışırlar. Engellerin üzerinden geçilmez. Oyun sonunda tüm oyuncular kartlarını dizerler, en az kart ile hedefe ulaşan oyunu kazanır.

Oyun Kartları: (Bu kartlara Tospaa’nın kendi sitesinden erişebilirsiniz.)

01.01.2019 20  Ana İlk Orta Lise

Eğitimde VR ve AR Uygulamaları

Sanal Gerçeklik:

Sanal gerçeklik(Virtual Reality), gerçek hayattaki ortamların bilgisayarlar aracılığı ile taklit edilmesidir. Sanal gerçeklik (VR) son dönemlerde hayatımıza giren ve hepimizi oldukça heyecanlandıran bir teknoloji. Bu teknoloji bize sanal görüntüleri daha gerçekçi bir şekilde deneyimleme imkanı sağlıyor. Bunu yaparken de başımıza taktığımız bir sanal gerçeklik gözlüğü kullanıyoruz. 

Sanal gerçeklik gözlüğü ile birlikte cep telefonu ya da bir bilgisayar kullanıyoruz. Böylece bir veri kaynağımız olmuş oluyor. Dolayısıyla sanal gerçeklik gözlüğü (Oculus, HTC Vive, Samsung Gear VR, Google CardBoard, Google Daydream) tek başına yeterli olmuyor.

Eğitimde kullanılmasının nedenlerinden biri Edgar Dale’in Yaşantı Konisi Modeline Göre;

“ Öğrenme işine katılan duyu organlarımızın sayısı ne kadar fazla olursa o kadar iyi öğreniriz ve öğrenmeyi kalıcı hale getiririz.”  

Edgar Dale modelinde bahsedilen uygulamalı eğitim dediğimiz işi mutfağında öğrenme ile bir öğrenciye fizik kanunlarının nasıl işlediğini anlatmak yerine onların kendilerinin o kanunun nasıl işlediğini keşfetmelerine olanak sağlamaktır.

Eğitimde kullanılan Sanal Gerçeklik örnek uygulamaları Titans of Space, Language VR-Mondly VR, The Displaced 360 VR vb. kullanılarak sınıfa getiremediklerimizi gözlerimizin önüne getirebiliriz.

Artırılmış Gerçeklik:

Gerçekte var olan bir nesnenin üzerine, bilgisayar tarafından üretilmiş ses, görüntü ve GPS verilerinin eklenmesi, böylece var olan içeriğin zenginleştirilerek sunulmasıdır. Mobil uygulamalarda kullanılabilir olması sayesinde akıllı telefon veya tablet ile bulunduğunuz yerde çocuklarınızın tablet ve telefona olan düşkünlüğünü ders çalışmaya çevirebilirsiniz.

Artırılmış Gerçeklik teknolojisi sayesinde dersler dijital ortama aktarılarak anlık olarak dersin türüne göre uygulamalar ile pekiştirme imkanı sağlar, herhangi bir sorunun cevabını tablet veya telefonunuzu işlem yapılan defter veya testin üzerine tutarak, çözümü veya konunun açıklamasını anlık olarak görebilirler.

ARKit ve ARCore çağına girdiğimiz bu dönemde eğitimde ve bireyselde farklı Artırılmış Gerçeklik uygulamaları kullanılmakta.  

Bireysel kullanabileceğimiz Aurasma, Layar, Quiver, Animal 4D gibi uygulamaları evlerimizde kullanabiliriz.

Eğitimde kullanabileceğimiz Anatomy 4D, Plickers, PhotoMath gibi uygulamaları derslerimizde teknoloji kullanımını artırmak, öğrencinin öğrenmesini kalıcı hale getirmek ve daha fazla duyu organına ulaşabilmek  için kullanabiliriz.

01.01.2019 19  İlk Orta Lise

Teknoloji ve Hızlı Okuma

Okuma davranışının başlangıcı insanlık tarihinin başlangıcına kadar götürülebilir. Okumanın verimli bir şekilde, okumaya iş gördürerek yapılabilmesi, okuma konusundaki bilince ve teknik bilgiye dayalıdır. Okur Yazarların büyük bir kısmında kelime kelime okuma ve içten seslendirme gibi verimli okumayı engelleyen kötü okuma alışkanlıkları bulunmaktadır.

Okumayla ilgili bu kötü alışkanlıklar okuma hızıyla birlikte kavramayı da zayıflatır. Bilinçli bir okuyucu profili oluşturarak hem hız hem de kavrama arttırılabilir. Bu konuda yapılan çalışmalar II. Dünya Savaşından sonra hızlı okuma kavramını ortaya çıkarmış, okumanın daha hızlı ve daha anlaşılır olabilmesi için bir dizi teknik yöntem geliştirilmiştir.

Temelde göz ve beyin arasındaki koordinasyonun arttırılmasına bağlı olan bu teknik yöntemler, göz ve beynin işleyiş sistemi düşünüldüğünde tüm dillerde görüntülemeye ve bu görüntülerin anlamlandırılmasına dayalı bir süreç olduğundan aynı tekniklerle uygulanmıştır.

Hızlı okuma süreci doğal olarak önce okumayla başlar. Bu sürecin üç aşaması vardır: Düzenli Bir Okuma Alışkanlığı, Bilinçli Bir Okuyucu Profili Oluşturma ve Okuma Hızını Arttırma. Bu aşamaların her biri Türkçenin yapısal ve anlamsal özellikleri düşünüldüğünde son derece verimli ve kolayca gerçekleştirilebilir. 

Günümüzde teknolojinin de etkisiyle okumanın yerini alan e-kitap uygulamaları okuma hızını da etkilemiştir. Okuma sürecinde göz- beyin koordinasyonunun önemini göz önünde bulundurursak, mavi ışık kaynakları gözün yorulmasını ve beynin yanlış algılamasına neden olabilir. Bu nedenle teknolojik kaynaklardan yapılan okuma çalışmaları okuma hızımıza önemli ölçüde ket vuracaktır. 

Her alanda kullandığımız teknolojiden uzaklaşmak ya da teknolojiyi reddetmek elbette ki çözüm olmayacaktır fakat okuma alışkanlığını kazanmak ve buna bağlı olarak hızlı ve anlayarak okumanın kitaplara dokunarak kazanabileceğini kabul etmek hepimizin öncelikli amacı olmalıdır.

01.01.2019 7  Ana İlk Orta Lise

Matematiğin Varlığını Fark Ettirin

Matematik çoğu zaman öğrenilmesi güç bir ders olmuştur. Bunun en önemli sebeplerinden biri soyut oluşudur. Çocuğun dünyasına matematik okulla beraber girdiğinde okulda öğrenilmesi gereken bir ders olarak görür. Bu yüzden hayatta gerekli oluşunu fark etmeleri güçleşmektedir. Matematiği somutlaştırmada sıkıntılar yaşamaya başlarlar. Okulda öğretmenin yardımıyla somut örneklerle öğrenmeye başladığı matematiği günlük yaşantısına yansıtamadığında tekrar iç dünyasında matematik ulaşılması zor bir alan haline döner.

Bunun önüne çocuğun dünyasında matematiği fark ettirerek geçebiliriz. Okul öncesinde başlayarak sayıların varlığı, ölçünün var oluşu, eşitlik ilkeleri çocuğa hissettirildiğinde matematik öğrenme kendiliğinden gelecektir. Günlük bir yaşantıda bunu fark ettirmek aslında çok kolaydır.

Günlük hayatımızda önemli yeri olan matematiğin ilk insanlarla birlikte ortaya çıktığı söylenebilir. Değiş tokuş gereksinmesi, ticaret yapma isteği, toprak ölçme sorunları insanları ilk matematiği kullanmaya yöneltmiştir. Yunanlılardan çok önce Sümer ve Mısır matematiklerinin varlığını gösteren belgelerden, alan hesabının özel bir yazma biçimine başvurmadan pratik yoldan çözümünün bilindiği anlaşılmaktadır.

Matematiğin güncel hayatımızda çok önemli bir yeri daha vardır, bu da temel ihtiyacımız olan beslenme ile ilgilidir. Annelerimiz yemek yaparken yemeği belli ölçülere göre yapar. Örneğin kabın büyüklüğüne göre tuz atarlar, bu da matematikteki oranlar konusuyla aynıdır. Bu çocuğa fark ettirmelidir. Matematiğin hayatımızdaki rolü bu kadarla sınırlı değildir. Hayatımızın her alanında matematik vardır. Alış-veriş yaparken ölçüleri sürekli olarak kullanırız. Zaman birimleri ise hayatımızın tamamen bir parçası haline gelmiştir. Çocuklar gelişim süresince bunları fark ettiğinde matematik hayatında iyice yer edinmeye başlar.

Matematik tüm meslek alanlarında da işimize yarar. Örneğin: terziler dikim yaparken ölçüleri kullanırlar, mimarlar evimizi oluştururken açılardan yararlanır. Teknolojik aletlerin çalışmasında da matematiğin yeri büyüktür. Birçok teknolojik aleti kullanırken verdiğimiz komutlar matematiksel komutlardır. Çok sevdiği bilgisayarın matematik sayesinde çalıştığını bilmeli. Matematiği dinlenirken bile kullanırız. Örneğin: Fazla matematik çalıştıktan sonra biraz rahatlamak için mola verdik ve bu molada müzik aletimizle küçük bir şarkı çalıp, ardından da sudoku çözdük. Aslında bu moladaki hedefimiz matematikten kaçmaktı fakat yine başaramadık. Müzik çalarken notaların ölçülerini anlamak için tam sayıları kullandık ve sonra sudoku çözmek için tamamen matematik kullandık. Yani hayatımızda matematikten kaçmak imkânsızdır. Çocuğunuzla sohbet ederken bu tarz örneklerden bahsedilirse matematiğe karşı sempatisi gelişmeye başlar.

Matematiğin uygulanmadığı hiçbir teknik alan yoktur… Tıp, sosyal, siyasal, ekonomi, işletme, yönetim vb. bilimler de matematiksel yöntemlere dayanmak zorundadır. Bu nedenle, matematik öğretimi bütün dünya ülkelerinde özel bir önem ve önceliğe sahiptir. Çocuğunuz ısrarla “Ne işime yaracak matematik!” diye sorduğunda “Matematiğin olmadığı bir şey söyle.” diye yanıt verebilirsiniz ve küçük bir muhabbetle kullanıldığı alanlara değinin.

Matematik bilimi ciddi bir iştir. Aslında asık yüzlü ve korku duyulan bir disiplin olmayıp, tersine yaşam gibi eğlenceli, neşeli ve insanı dinlendiren bir uğraş alanıdır. Tüm dünyada bilgisayar oyunları, eğlence oyunları, satranç gibi, dama gibi oyun ve sporlar dahi matematiğe dayanmaktadır. Örneğin futbol da çoğu şey matematiğe dayanır: Gollerin sayılması, Sahanın ölçüleri, oyuncu sayıları, yedek futbolcu sayıları vb. Aynı zamanda bunların hepsi basketbol, voleybol, hentbol gibi spor dallarında da vardır. Yani matematik en eğlenceli dakikalarımızda da vardır.

Matematik bizim her günümüzde vardır. Bir günümüzü ele alalım çocuğumuzla küçük bir sohbet edelim:

‘’Sabah çalar saatimizi saat 8.00’a kurduk (zaman ölçüsü). Bu saatte uyandıktan sonra kahvaltımızı yapıp evden dışarı çıktık. Benzin almaya uğradık belli para karşılığında belli bir litrede benzin aldık.(Dört İşlem, ölçü birimleri). Eve halı almak için AVM’ ye gittik. Evin ölçülerine uygun halılara baktık. (Alan hesabı). İşimiz bitti. Evde öğle yemeği olarak omlet yaptık. Omleti yaparken tuzu omlete göre oranladık(oran orantı). Daha sonra basketbol oynamaya gittiK ve maçta 5 faul yaptığı için oyun dışı kaldı(tam sayılar). Evde akşam yemeğini yemek üzereyken sadece yarım ekmek olduğunu, diğer yarısını öğlede yediğimizi hatırladık (rasyonel sayılar) ve markete gidip bir ekmek daha aldık. Marketçiye 2 TL verip 50 KR geri aldık(dört işlem). Akşam yemeğinden sonra ders çalıştın.

İşte bir günün özetinde bile bu kadar matematik kullanıyoruz. Yani matematik bizim hayatımız için gerçekten de gereklidir. Matematik olmasaydı sence neler yapabilirdik ki? Hayatımızda matematiksiz yapabileceğimiz şeyler sınırlı sayıdadır ve yaptıklarımızdan da pek zevk alacağımızı sanmıyorum.”

Özetle küçük bir muhabbetle bile çocuğumuzun matematiği fark etmelerini sağlayabiliriz.

01.01.2019 3  Ana İlk Orta Lise

Rehberlik - İletişim

Sevgili anne-babalar;

Hani her zaman söylenen bir söz vardır: "Eğitim ailede başlar." diye…

Doğrusu bu söz yalın olduğu kadar pedagojik açıdan üzerinde çok ciddi düşünülmesi gereken bir sözdür de.

Bu sözden yola çıkarak diyebiliriz ki, çocuk aileyi yansıtır ve bu anlamda aile içindeki bireylerin kişilik yapısı çocuğun kişiliğini de şekillendirir. Dolayısıyla çocukların yaşadığı tüm durumları, aile içi ilişkilerinin örüntüsünde aramak gerekmektedir.

O halde "Aile çocuğa nasıl bir eğitim vermelidir ve çocukta nasıl sağlıklı bir kişilik oluşturmalıdır?" sorusuyla karşı karşıyayız demektir.

Bu konudaki yol haritamız, çocuklarımızı sadece bilgi performansları ve notları ile değerlendirmekle sınırlandırılmamalıdır. Bunun ötesinde, çocuklarımıza sosyallik, ötekini anlama, tolerans, affedicilik, dostluk, dürüstlük ve bilgelik kavramlarıyla örülü olan insan ve doğa sevgisini de verebilmeliyiz.

Hayatta her şey akademik başarıdan ibaret değildir. Önemli olan çocuğun, içinde bulunduğu sosyal dokunun tüm polenlerini ve özlerini alarak tüm bu milli ve manevi membalardan beslenmesi ve sonunda kendi balını yapabilecek bir niteliğe sahip olabilmesidir.

8 saat okul ortamında, 16 saat ailesiyle beraber olan öğrenci için ailenin, özellikle anne-babaların ne gibi sorumlulukları vardır acaba? Anne-babalar olarak çocuklarımızın beklentilerine cevap verebiliyor muyuz?

Çocuklardan istenenlere karşılık, acaba onlar anne-babalardan neler bekliyor? Bu dönem çocuklarımızın gelişimsel özelliklerine baktığımızda;

  • İlköğretimin 2. kademesine geç uyum sağlama,
  • Ön plana çıkma anlayışı

daha belirgin olarak ortaya çıkar.

  • Çabuk kızma, çabuk alınma Düşünmeden tepkide bulunma (saldırgan davranma)
  • Başaramama durumunda okuldan ve öğretmenlerden şikâyetçi olma
  • Daha çok sevgi ve ilgi bekleme
  • Doğru veya yanlışta olsa görüşlerini haklı gösterecek düşünce kurallarına ve mantık yollarına sıkça başvururlar ve tartışırlar.
  • Sık sık endişe ve umutsuzluğa kapılma
  • Bir gruba katılma özlemi ve kutuplaşmalar
  • Çevrenin takdirini kazanma duygusu baskındır.
  • Bundan dolayı başarısızlık sonucunda kendini yetersiz bulup içe kapanma görülebilir.
  • Utangaçlık duygusu ve dikkati çekme korkusu yoğun olarak görülür.

Bu dönemde çocuklara kazandırılması gereken davranışlar ve anne babalara düşen sorumluluklar ise;

  • Öğrencinin okulunu benimsemesi, Okulunun temsil etmenin gereklerini yerine getirmesi
  • Öğrencinin Ortaokula (II. Kademe) uyum sağlaması
  • Öğrencilere artık çocuk olmadıkları ve gençliğe ilk adımlarını atmaya başladıkları kişiliği kazandırılmalı.
  • Karşı cinsle uyum içerisinde çalışabilme ve iyi bir iletişim kurabilme alışkanlıklar kazandırmalı.
  • Öğrencilere kısa ve uzun vadeli hedefler verme
  • Öğrencilere kitap okuma alışkanlığı kazandırılmalı
  • Öğrencilere düzenli ders çalışma alışkanlığı kazandırılmalı.

Bu konuda siz değerli anne-babalarımıza düşen bir takım notlardan bahsedecek olursak;
Çocuğun yanında bedenen normal gelişimini sürdürmesi ve büyüyor olması, onu iyi yetiştiriyoruz anlamına gelmez…
Öz eleştiri yapmadan eleştirmek; bize hem zaman hem enerji hem de çocuğumuzu kaybettirir…
Unutmayın samimiyet ve içtenlik kadar, zaman da çok iyi bir öğretmendir.
Anne ve babalar olarak daima tutarlı, destekleyici, samimi ve saygılı olmalısınız.
Anne ve babalar olarak kaş yapayım derken göz çıkarmayın. Özenli ve tedbirli davranın…

Anlamak ve dinlemek bağışlamaktır. Sadece kulaklarınızla değil, gözlerinizle ve tüm kalbinizle çocuklarınızı dinleyin...

Disiplin her işin başı değildir. Her işin başı sevgi ve saygıdır. Disiplin, sadece sevgi ve saygıyı perçinlediği ve koruduğu ölçüde değerlidir. Özünde sevgi ve saygı olmayan bir disiplin tek kelimeyle zulümdür.

Bir çocuğa bağışlanılmış olma duygusunu öğreterek, ona sayısız problemlerden koruyabilir ve ona bu fırsat eğitimi ile bağışlamanın önemini ve erdemini de öğretmiş olursunuz...

01.12.2018 6  Ana İlk Orta Lise

Ropörtaj - Ayşegül DEDE

Sizin masalınız nasıl başladı, bize kendinizden söz edebilir misiniz?

Üniversitede Dil Bilimi okudum. Bitirme tezim Sembol dili üzerineydi. Sonra ise Masalların içinde kayboldum adeta. Görünen metinlerin arkasında sembollerle yazılmış başka bir dünya keşfettim. Bulmaca çözmek gibi. 8 sene öğretmenlik ve idarecilik yaptım. Masalları ders programlarının ve müfredatın içine yerleştirdim. 2009 dan bu yana eğitimde sınıf içi hikaye anlatıcılığı üzerine öğretmen eğitimleri vermekteyim.

Her isteyen masal anlatabilir mi? Bu konuda merakı olanlara neler önerirsiniz?

Elbette anlatabilir. Ama neden ve kime anlattığı üzerine düşünmeli önce. Anlatıcı, Masalları yaşanmışlık ve birikimleri doğrultusunda kendi süzgecinden geçirip dinleyiciye en uygun halde derlemelidir. Neden bunu yapmam istediği ile ilgili bir amacı olmalı. Çocukla etkili iletişimdir masal, kendi içinde yolculuğa çıkmak ve dönüşmektir masal... Eğitim, Psikoloji ve kişisel gelişim alanlarında bir çok kişi masalları kullanmakta.

Masalların çocukların ve yetişkinlerin dünyasındaki yeri sizce nedir?

Her insan için hayat bilinmezler ve maceralarla dolu bir yolculuktur. Masal bu yolculukları temsil eden sembollerle doludur. Masal bize; yaşam gücü, hayatta kalma ve düştüğümüzde tekrar doğrulup yola devam etme adına umut verecek sonsuza kadar mutlu sonlar vaad eder. İhtiyacımız çoğu zaman umuttur. Masal bunu verir bize.

Birlikte masal dinlemek ve o büyülü yolculuğa çıkmak çocuklar için çok heyecan verici. Birlikte hayal kurmak neden bu kadar önemli?

Yaşadığımız çağda inovatif düşünebilme, yaratıcılık, hayal kurabilmek okul ve mesleki başarıya çok büyük katkı sağlamakta. Okul öncesi dönemde bunların tohumlarını atmak gerek. Çocukların öncelikle hikaye, masal repertuarları geliştirilmeli. Böylece daha kaliteli ve uzun süren oyun kurguları yapabilecekler. Bu sayede gelecekte onları toplumdan farklılaştıracak meziyetleri ortaya çıkabilecek.

Masallarla yola çıkılan bu yolculuk bizlere ve çocuklarımıza neler katıyor?

“Eğer çocuklarınızın zeki olmasını istiyorsanız, onlara masal okuyun. Eğer onların daha zeki olmalarını istiyorsanız, daha fazla masal okuyun” Albert Einstein

Her insanın hayatında masallar olmalı mı?

Masallar zaten insanların ortak hayat mücadelelerini ve olgunlaşma süreçlerini sembolize etmektedir. Bu yüzden masallar evrenseldir ve herkes tarafından anlatılmaya ve yaşatılmaya devam etmektedir.

Masal Mutfakta ve Hadi Masal Anlatalım kitabınız çok sevildi. Son yıllarda masalların özellikle yetişkinlerin ilgi alanına girmeye başlaması ile masala tekrar dönüş var diyebilir miyiz?

Hikaye Anlatıcılığı önemli bir iletişim sanatıdır. Hikayenin yanısıra duyguları aktarma becerisidir. Kişisel gelişim alanlarında da yaygın olarak kullanılmaya başlandı. Dijitalleşen dünyada insanlar arasındaki iletişim eksikliği buna olan talebi artırdı diyebiliriz.

Masallardaki karakterler sanki ulaşılamaz gibiler, sizce ulaşılabilen mi ulaşılamayan kahramanlar mı daha etkili?

Masallardaki kahramanlar iyi ve kötü olarak ayrılır. Ulaşılır veya ulaşılmaz demek doğru olmayacaktır. Bu iyi ve kötü karakterlerin tamamı insanoğlunun kendi içinde ki iyi ve kötü yanlarını temsil eder. Örneğin Kırmızı başlıklı kız ve kurt ikisi de bizim içimizdeki seslerdir. İnsanın dönüşüm ve değişim yolculuğudur masallar.

21 yy da teknolojinin bir hayli gelişmesi ve bizi kuşatması ile birlikte birbirimize ayırdığımız zamanlar gittikçe azalmaktadır. Bu sebeple masallar bizleri yüz yüze getirir mi sizce?

Dijital çocuklara “Dinlemeyi öğretmek” inanın çok kolay değil. Hele bir grup çocuğun karşısına geçip dekor, kostüm ve ses, ışık efektleri olmaksızın onlara bir hikaye anlatmak, dikkatlerini toplayıp uzun süre sizi dinlemelerini sağlamak hiç kolay değil...

  • Evde, okulda, sokakta, avm de görsel uyaranların fazla olması
  • Helikopter ebeveyn modelinin her geçen gün daha fazla yaygınlaşması
  • Zamanı, parayı, eşyaları, ilişkileri ve hatta insanları hızlı tüketen bir topluma dönüşmemiz sonucunda;
  • Mutsuz, doyumsuz ve sabırsız çocuklarımız oldu... .

Özellikle okul öncesi dönem çocuğu olan ebeveynler olarak şunlara değer verelim ve vakit ayıralım;

  • “Sonuç” değil “Süreç” odaklı olabilmek ve yaşadığımız anın keyfini çıkarmak
  • Daha yavaş yaşamaya gayret etmek ve sakin kalabilmek
  • Çocukları sürekli eğlendirmek zorundaymışız gibi hissetmekten vaz geçmek
  • Evde geçirilen süreyi uzatmak ve devamlı bir yerlere gitmek üzere programlar yapmamak
  • Evde tek başlarına OYUN Kurmaları için gerekli ortamları hazırlamak (Oyuncak oynamak değil oyun kurmak) Pipetler, kaşıklar, kutu gibi malzemelerle kurulan hayal gücüne dayalı evcilik, doktorculuk, okulculuk gibi mekan, zaman, olay ve karakter döngüsü olan oyunlar.
  • Çocuklarımıza DİNLEMEYi ve SABIRLI olmayı öğretecek “kitap ve hikaye” vakitlerini arttırmak.

Masalların özellikle küçük yaş gurubu çocukların dünyasındaki etkisi nedir?

Masal kitapları 12 yaş öncesi çocuklara okunmamalıdır. Masalın özü anlatma sanatı ile bütünleşmiştir. Anlatıcı masalı okumalı ve dinleyicilerin seviyesine ve hazır bulunuşluğuna getirmek için kendi süzgecinden geçirip öyle anlatmalıdır. Masal kitaplarını 12 yaş üstü okumalıdır.

Masallar hep iyi, güzel ve doğru olanı mı anlatmalıdır yoksa yanlıştan, kötüden, çirkinden yola çıkarak da dünyamıza ışık tutmalı mıdır? Özellikle çocukların dünyasında bu ince ve hassas çizgiyi nasıl dengelemek gerekir?

Masallar zaten hep iyi ve güzelden bahsetmez. Masallarda şiddet, korku ve cinsellik yoğun olarak bulunmaktadır. Anlatıcı o masalın olmazsa olmaz iskeletini çıkarıp kendince tekrar yorumlamalı ve dinleyiciye uygun hale getirmelidir.

Kitap yazmak, çeşitli projelerde yer almak, söyleşi ve etkinliklere katılmak ve dahasını yaparken siz de bir anne olarak çocuklarınızla kaliteli zaman geçirme adına yaptığınız etkinliklere birkaç örnek verebilir misiniz?

İnternetli evde doğmuş çocukların haz çıtası oldukça yüksek ne yazık ki. Bir tabletten aldıkları hazzı gerçek hayatta dengeleyecek yegane şey samimi sohbet ortamları ve iletişimdir. Ebeveyn-çocuk bir arada keyifli sohbetler edebilecekleri ortamları hazırlamak gerek öncelikle. Biz evde akşamları çay ve meyve eşliğinde kutu oyunları oynamayı ve sohbet etmeyi çok seviyoruz. Özellikle çocuklar bizim çocukluk hikayelerimizi ve kendi bebeklik hikayelerini tekrar tekrar dinlemeye bayılıyorlar. Mutlu anılar biriktirmeye gayret ediyoruz.

Masal yolculuğunuzda en çok nelerden esinleniyorsunuz, sizi etkileyen önemli noktalar nereler?

Farklı yaş grupları ile çalışmak bana ilham veriyor. 12 aylık bir bebekten üniversite son sınıfa kadar her yaş öğrenci ile çalışmalar yapıyorum. Onların yorumları, tepkileri yaptığım işi zenginleştirmemi sağlıyor.

 

 KVKK Aydınlatma Metni   Ziyaretçi Açık Rıza Metni   KVKK Politikası